kıbrıs barış harekatı gazileri isimleri

Edirne’de Kıbrıs Barış Harekatı’nın 48. yılı dolayısıyla düzenlenen törende gaziler yaşadıklarını anlattı. Türkiye, İngiltere ve Yunanistan garantörlüğünde Türk ve Rum halklarının eşitliğine dayalı Kıbrıs Cumhuriyeti 1960 yılında kuruldu. Kıbrıslı Rum silahlı örgütü EOKA, 1963’ten 1974’e kadar Abone Ol. Bugün, Bülent Ecevit’in başbakanlığında Kıbrıs Türklerinin yaşadığı zulmü sonlandırmak ve Ada’da barış ortamını yaratmak için yapılan Kıbrıs Barış Harekatı Konya Kıbrıs 43 Yıl Sonra Konyalı Gazileri İle Buluştu. Paylaş Kıbrıslı Türklerin maruz kaldığı zulmü ortadan kaldırmak ve Ada'da barışı tesis etmek amacıyla TSK tarafından 1974'te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın gazileri Kıbrıs Barış Harekatı gazileri Yılmaz Bora ve Mesut Günsev, o günlerde yaşananlar ve tanık olduklarıyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.. Türk Mukavemet Teşkilatı Les Meilleurs Site De Rencontre Gratuit. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin TSK Kıbrıs Türk halkına yönelik Yunan baskı ve zulmünü durdurmak ve adada barışı tesis etmek amacıyla 20 Temmuz 1974’te yürüttüğü Kıbrıs Barış Harekatı’nın gazileri, harekâtla ada ve adanın harekatını gerçekleştirdiklerini söyledi. Kıbrıslı Türkler barışa ve özgürlüğe kavuştu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin KKTC Taşkent köyünde yaşayan gaziler Besim Faruk Can ve Ömer Özyıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 48 yıl önceki Kıbrıs Barış Harekatı ve teröre karşı yürütülen mücadeleye ilişkin değerlendirmelerini aktardı. Türkiye’nin desteğiyle Yunanlılar. Can, operasyondan hemen önce Rumların Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974’te darbe yaptığını ve bu süreden sonra sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini hatırlattı. Darbeden sonra Rumların Türklere saldırmaya başladığını anlatan Can, Türklerin köylerinin ve silahlarının Rumlar tarafından alındığını, Taşkent köyünün Birleşmiş Milletler barış güçlerinin kontrolüne teslim edildiğini söyledi. “Yunanlılar bir süre sonra üzerimize ateş açtılar, silahımız olmadığı için cevap veremedik, Rumlar biraz rahatladı. bir Rum okuluna götürdüler ve sonra onları esir kampına götürülmek üzere otobüslere Ağustos 1974’te bunlar oldu ve 15’inde bu insanları tamamen savaşı kaybedeceklerini anlayınca, insanlarımızı katliam çukurlarına gömdüler” dedi. Dönem boyunca korku içinde günler geçirdiklerini kaydeden Can, Rumların köylerde kalan Türk kadınlarını taciz ve zulm ettiğini söyledi. “Yakın ailemden sekiz şehit var, babam da şehit oldu. Türkiye’nin 1974’te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra adaya barış geldi. Barış sadece Türklere değil Rumlara da geldi. buraya inmeseydi Kıbrıs’taki Türklük ortadan kalkacaktı ve Rumların amacı da müdahalesinin üzerinden yaklaşık 50 yıl geçti ve bu süreçte kimsenin burnu yüzden Türk askeri adada kalmalı. Türk askerinin adada kalması bizim için bir garantidir” dedi. Can, Kıbrıs’ta iki devletli çözümün daha kalıcı ve barışçıl olacağına inandığını belirterek, “Kıbrıs’ta federal bir çözümü desteklemiyorum. İki halk bir arada yaşarsa felaket olur. Kıbrıslı Türkler ve Rumlar bir arada yaşasınlar. 50 yıldır Rumlar güneyde, biz kuzeyde yaşıyoruz ve hiçbir sorun çıkmadı.” Özyıldırım, Kıbrıs Barış Harekatı öncesinde Türklerin çok kötü koşullarda yaşadıklarını, hatta dışarı çıkarken tedirgin olduklarını söyledi. “1963-1974 yılları arasında Rumlar köyümüzden insanları alıp öldürdüler. Dışarı çıkmaya korktuk. Operasyondan hemen önce silahlarımızı Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne teslim ettik ve Birleşmiş Milletler Barış Gücü tüm silahlarımızı verdi. Bu yüzden Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne, Amerika Birleşik Devletleri’ne veya NATO’ya asla güvenmem, sadece Türk Silahlı Kuvvetleri’ne askeri adada kalsın, ayrılırlarsa biz bittik’ demektir. .’ Ameliyattan sonra büyük bir rahatlama oldu.” Operasyon öncesinde Rumların köydeki Türk erkeklerini esir kampına götürmek için toplandığını hatırlatan Özyıldırım, Rumlara güvenmediğini ve yakalanmaktansa ölümü göze alarak dağlara kaçtığını belirtti. Özyıldırım, Rumların kendilerine teslim olan Taşkentlileri bir süre sonra katlettiklerini ve esir kampına gittiklerini söyledi. Operasyonun ardından güneyden kuzeye göç ettiklerini anlatan Özyıldırım, çok yardımsever bir insan olan KKTC’nin kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın kendilerine yardım ettiğini söyledi. “Kıbrıs’ta iki devletli çözümü destekliyoruz ama federasyon asla. Hiçbir millete güvenmiyoruz, Türkiye bizi burada yalnız bırakmamalı. Dört torunum var ve onlara yaşadıklarımı bıkmadan usanmadan anlatıyorum. Halk ve çocuklar Bunu da bilmeli” dedi. Kıbrıs, Birleşmiş Milletler’in kapsamlı bir çözüme ulaşmak için yürüttüğü bir dizi diplomatik çabaya rağmen, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasında on yıllardır süren bir anlaşmazlığın batağına saplanmış durumda. 1960’ların başında başlayan etnik saldırılar, Kıbrıslı Türkleri güvenlikleri için yerleşim bölgelerine çekilmeye zorladı. 1974’te Yunanistan’ın ilhakını amaçlayan bir Kıbrıslı Rum darbesi, Kıbrıslı Türkleri zulüm ve şiddetten korumak için garantör güç olarak Türkiye’nin askeri müdahalesine yol açtı. Sonuç olarak, KKTC 1983 yılında kurulmuştur. Son yıllarda, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık’ın himayesinde İsviçre’de başarısız bir 2017 girişimi de dahil olmak üzere, inişli çıkışlı bir barış süreci gördü. Kıbrıs Rum yönetimi 2004 yılında Avrupa Birliği’ne girdi, aynı yıl Kıbrıslı Rumlar, uzun süredir devam eden anlaşmazlığı sona erdirmek için Birleşmiş Milletler’in Annan Planı’nı engelledi. Bugün Türk tarafı, adada iki devletin eşit egemenliğine dayalı bir çözümü desteklemektedir. Yunan tarafı ise Yunan hegemonyasına dayalı federal bir çözüm istiyor. Konya Büyükşehir Belediyesi, 43 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatına katılan Konyalı Kıbrıs Gazilerini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti götürdü. “43 Yıl Önce Buradaydık” sloganıyla gazi oldukları topraklara yeniden ayak basan gaziler duygulu anlar yaşarken program kapsamında Başbakanı Hüseyin Özgürgün’ü, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nu ve Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ı makamlarında ziyaret programlarının ilk gününde kuruluşunun 34’üncü yıldönümü kutlamaları çerçevesinde Lefkoşa’da, Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen resmi törene katıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Ahmet Aydın, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar’ın da katıldığı törenlerde Konyalı Gazileri yoğun ilgiyle karşılaştı. Resmi törenlerin ardından gaziler Yavuz Çıkarma Plajı, Karaoğlanoğlu Şehitliği, Barış ve Özgürlük Müzesi, Girne Kalesi, Dr. Fazıl Küçük Anıtı, 1974 Barış Harekatında şehit düşen askerlerimizin yattığı en büyük şehitlik olan Boğaz Şehitliğini ziyaret etti. Şehitliği ziyaret eden vatandaşlar tarafından alkışlarla karşılanan Konyalı Gaziler şehitlerimiz için Kuran-ı Kerim okuyarak dualar etti. Konyalı Gazilerin bir sonraki durağı Kıbrıs Barış Harekatı esnasında Beşparmak Dağları’nda mayın patlaması sonucu paletleri dağılarak dağın zirvesinde kalan Türk tankı oldu. Gaziler daha sonra sırasıyla Barbarlık Müzesi, Yeşil Hat, Girne Kapısı, Samanbahçe Evleri, Selimiye Cami, Belediye Pazarı ve Lefkoşa Surlarını gezme fırsatı buldu. Kıbrıs ziyaretinin son gününde ise Gazimağusa’da bulunan Kapalı Bölge Maraş, Lala Mustafa Paşa Cami, Arkeoloji Müzesi ve Namık Kemal Zindanı gezildi."TSK’nın getirdiği barış ve huzur devam ediyor”Konyalı Gaziler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Hüseyin Özgürgün’ü de makamında ziyaret etti. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Başbakan Özgürgün, 34’üncü kuruluş yıldönümü kutlamalarını gerçekleştirdikleri bir dönemde adayı ziyaret eden gazilere teşekkür ederken, TSK mensuplarının 43 yıl önce adaya getirdiği barış ve huzurun devam ettiğini, Türk askerinin canını ortaya koyarak sağladığı bu ortamda Kıbrıs Türkleriyle birlikte Kıbrıslı Rumlar’a da barış ve huzur getirdiğini vurguladı. Muharip Gaziler Derneği Konya Şube Başkanı Mustafa Buğur da, Konya Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği programla 42 gaziyi Kıbrıs’a getirdiklerini belirterek, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in selamlarını ve Denktaş ziyaret edildiGaziler daha sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nu ziyaret etti. Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Kıbrıs Barış Harekatında yer alan ve Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığına ve devletine kavuşmasında büyük fedakarlıkları bulunan tüm gazilerle ve şehitlere şükranlarını sundu. Gaziler son olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ı makamında ziyaret etti. Başbakan Yardımcısı Denktaş, bugünlere gelmesinde gazilerin emeğinin çok büyük olduğuna söyledi. Ziyaretlerde Konya’dan getirilen çeşitli hediyelerin yanı sıra Büyükşehir Belediyesi tarafından çeşitli dillere çevirisi yapılan Mesnevi hediye edildi. 1006 20 Temmuz 1974 tarihinde başlayan Kıbrıs Barış Harekatı'nda bulunan Eskişehirli gaziler o günleri anlattı. 20 Temmuz 1974 tarihinde başlayan Kıbrıs Barış Harekatı'nda bulunan Eskişehirli gaziler o günleri Rumlar, Yunanistan'ın da desteğiyle, 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türklerine baskı uygulandı. Terör örgütü EOKA lideri Nikos Sampson, Yunan desteğiyle 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak amacıyla Makarios'a darbe yapıp, iktidarı ele geçirdi. Yaşananların karşısında dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit ve Yardımcısı Necmettin Erbakan, garantörlük hakkını kullanarak ve Ada'daki Türklerin güvenliğini için Kıbrıs Barış Harekatı'nın başlaması kararını aldı. 20 Temmuz 1974'te başlayan harekatı Başbakan Ecevit, "Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnızca Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Ada'ya gidiyoruz" sözleriyle dünyaya Temmuz 1974 tarihinde başlayıp 4 hafta ve 1 gün sonra 18 Ağustos tarihinde sonlanan harekat sonucunda Rum askerleri kendi sınırlarına geri çekildi. Kıbrıs Barış Harekatı zaferinin üzerinden 48 yıl geçti. Nerdeyse yarım asır önceki harekatta görev alan Eskişehirli Kıbrıs Gazileri o günleri anlattı."Mermiler bacaklarımın arasından geçiyor"Kıbrıs'ta Değiştirme Birliği'nde görev yapan Bahattin Yalçın, düşman askerleri ile karşılaşması ve kurtulması anısını anlattı. 70 yaşındaki Gazi Yalçın, keşif sırasında pusuya düştüklerini, kaçarken ayağının tellere takıldığını belirtti. Ayağı tellere takılı halde birçok düşman askerini etkisiz hale getiren Yalçın, 14 askerin makinalı tüfekleri ile ettiği ateşten şans eseri kurtulduğunu, yüzlerce merminin bacaklarının arasından geçtiğini belirtti. O anları aynı heyecanla anlatan Kıbrıs Gazisi Bahattin Yalçın, "Harekatın başlamasından önceki son akşam subaylar toplantı yaptı. Toplantı dönüşünde 'Bu gece sabaha karşı harekat başlayacak, gazamız mübarek olsun 'dediler. Gece bizi ateş altına aldılar. Gelirken bizi uçaklar bombardımana tuttu. Bomba yakınımıza düşünce bizi yattığımız mevzide yerimizden zıplatıyor. Ben arkadaşımın o halini gördükçe gülüyorum. Keşfe gidecektik bir gün, parolamızı çok çalıyorlardı bizden. Parolamızda Nur1 Nur2'ydi. Arazide keşif için ilerlerken düşmanın önüne çıktık. Onlar bize, 'Dur nur1' dedi. 14 makinalı tüfek, tahminim gece saat 2 gibi dizmişler. 2 kişi kızak çekip kurşun yükledi tüfeklerine. Ben ve bir arkadaşım sesi duyunca bağırdım tam siper yaptık. 'Fire' dedi bir düşman askeri. 14 makinalı tüfek belki daha fazlası tevkif atışı yapmaya başladı. Sıranın uçlarında olanlar vuruldu, ben de 'Biz kesin vurulduk da hissetmiyoruz 'dedim. Ateş kesilir kesilmez fırladık. Ben kaçarken Gönyeli'deki yanan fabrikaya doğru koştum. Atladım atladım 5'inci seferde atma ve çapraz teller vardı, ayağım oraya girdi. Ayağımı kurtarmak için çok uğraştım. Birkaç arkadaşımızı esir aldılar, bağırtıyorlar onlarında sesini duyuyorum onların, 150 metre yükseklikte tepedeler. Ben de ayağım tellerde takılı bir haldeyken kalça atışı taradım onları, birkaç tane düşman askerini vurdum. 'Marko' diye bağırıp, durdular. Ben '1'e 10 vurursam, ölsem de önemli değil' dedim kendi kendime. İkinciye yine ateş ettim, bir askeri kalçasından yaraladım. O sırada silahım sıkıştı. O sırada İhlas suresini okudum. Ayağımı silkeledim o telden kurtuldum. Kaçmaya başladım, kaçarken mermiler bacaklarımın arasından geçiyor. İzli mermiler geçiyor yanımdan. Kaçarken bana mermiler adeta bana arkadaş oldu. Böyle acayip olaylar yaşadık" sözleri ile anlattı."Allah hiçbir ülkeye savaş göstermesin"Türkiye Muharip Gaziler Derneği Eskişehir Şubesi Başkanı Ekrem Dublu da, destek olarak gittiği Kıbrıs'taki gördüğü manzaraları anlattı. Her yerin yandığını belirten Dublu, "20 Temmuz'da Ovacık'tan helikopterlerle Boğazköy ve Lefkoşa yolu üzerine indik, akşamüzeri indik. İndiğimizde her yer yanıyordu, her taraftan silah sesi geliyordu. Arkadaşlarımızdan şehit olan, yaralananlar oldu. Hatta kendi birliğimden malulen ayağı kopan arkadaşım oldu. Biz aynı zamanda Kıbrıs'taki vatandaşlarımıza özgürlük getirdik, hem de Rumlara özgürlük getirdik. Allah hiçbir ülkeye savaş göstermesin. Mecbur olmadıkça savaş cinayettir" diye konuştu."Ambulansım kalbur gibi delik deşikti"Harekatta ambulans şoförü olarak görev yapan Yusuf Güngör ise, savaş suçu olmasına rağmen ambulansının ateş altına alındığını belirtti. Kullandığı aracın delik deşik olduğunu ifade eden 69 yaşındaki Kıbrıs Gazisi Güngör, "Ambulans şoförüydüm, sıhhiye askeriyim. Savaş anında ambulansım kalbur gibi delik deşikti. Benim üzerime havan topu ile ateş ediyorlardı. Bizim mukavemet gücümüzü kırmak için. Ama çok şükür biz iman gücüyle bu savaşı kazandık. Kıbrıslılara ve Türkiye'ye bu zaferi armağan ettik" sözlerini kullandı. - ESKİŞEHİR Kıbrıs Rum kesimi, Aliyev-Tatar görüşmesinden rahatsız oldu KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Karaman'da konuştu Açıklaması KKTC Cumhurbaşkanı Tatar 'Bizlerin görevi bu kadim vatanı halkın ekonomik gelişmesiyle güçlendirebilmek' Kaynak İHA Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye, Kıbrıs, Genel, Yerel, Son Dakika Son Dakika › Yerel › Eskişehirli Kıbrıs gazileri o günleri anlattı - Son Dakika Bu haber İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanmış olup habere tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı İhlas Haber Ajansı kurumudur. Son Dakika

kıbrıs barış harekatı gazileri isimleri