kürk mantolu madonna kısa özet
KürkMantolu Madonna by Aybars Ulusoy 851 3 1 "Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımları
Ali, kısa süre sonra Ankara’ya giderek, 1930’da Gazi Enstitüsü’nde açılan yabancı dil sınavlarına katıldı ve Aydın Ortaokulu’na Almanca öğretmeni olarak atandı. Burada komünizm söylemlerinde bulunduğu gerekçesiyle soruşturma geçiren yazar, hakkında detaylı bir tahkikat yapılması için tutuklandı.
Arkakapağında yer alan yazıyı sizlerle paylaşıyoruz: “Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum ‘Kürk Mantolu Madonna’yı seyre dalıyor, ta kapılar
Kürk Mantolu Madonna Kitabının Konusu, Geniş Özeti. İki dеğişik dünyaya ait iki insanın еntеrеsan sеvdasının hikayеsidir. Bеlki dе еn dikkat çеkici hеm dе tеk ortak yanları kеndi yaşadıkları еtrafa vе insan kalabalıklarına olan yabancılaşmalarıdır. Rasim 20 ‘li yaşlarda iştеn çıkarılınca işsiz
KürkMantolu Madonna Kitap Kısa Özeti Etiket kitap , özet Sabahattin Ali' nin sıra dışı okunmaya değer bir aşk romanı Kürk Montlu Madonna.
Les Meilleurs Site De Rencontre Gratuit.
Arka kapağında yer alan yazıyı sizlerle paylaşıyoruz “Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna’yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum.” Kürk Mantolu Madonna Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulanmadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına dair, yanıtlaması zor sorular soruyor.
Türk edebiyatının tartışmasız en büyük isimlerinden biri olan Sabahattin Ali’nin ömrü vefa etmediği için okuyabildiğimiz birkaç eserinden biri olan Kürk Mantolu Madonna kitabını bir buçuk yıl önce okumuştum ancak bloguma uzun süredir uğramadığım için bir eleştiri yazısı yazmadığımı fark ettim. Öncelikle kitabın ismine baktığımız zaman popüler kültürün bir oyunu mu algıda seçicilik mi bilmem beynimiz bizi direkt dünyaca ünlü şarkıcı Madonna’ya götürüyor olabilir ama tabii ki alakası yok. Zaten kitabın ana kahramanı Madonna değil gündelik hayatımızda herhangi bir yerde karşılaşabileceğimiz, biraz ezik, biraz silik, biraz da işine odaklanmış ve daha çok yıllanmış memur görünümlü sıradan bir insan; Raif efendi. Memur dediğime bakmayın Raif efendi memur da sayılmaz, daha çok bir katip, bir çevirmen. Kitap daha çok ilk ağızdan anlatış şeklinde yazılmış. Olaylar Raif efendinin çalıştığı yere yeni atanan, bir müddet sonra Raif efendideki gizemi keşfedip peşine düşen bir kahramanın ağzından anlatılıyor. Daha henüz kitabın başında bu anlatım geçmiş zaman ile anlatılıyor. Yukarıda yazdığımız gibi alelade bir çalışan olan Raif efendi için anlatıcı da şu betimlemeyi yapıyor; “Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi. Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı muhakkaktı. Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendi kendimize sorarız “Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Yaşamakta ne buluyorlar? Hangi mantık, hangi hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?” Bir şirketin “hımbıl” ve sık sık hastalanan bir çalışanı görüntüsü ile dikkate değmez bir insandan inanılmaz yaşanmışlıkları olan bir kişiye, ailede sevilmeyen sıradan bir babadan olağanüstü bir inceliğe sahip bir kişiye evrilen kahramanımızın bizi defalarca sorgulamalara, hayretlere düşürdüğü hikâyesine tanık oldukça bir müddet etrafınızdaki kişilerin yüzünü de süzmeye başlıyorsunuz. Raif Efendi bir yerde artık “teslim olmuş” bir insan. Yaşadığı talihsizlikleri, acıları, haksızlıkları sineye çekip kabul ediyor. Evlenip çoluk çocuk sahibi oluyor ve bütün hayatını onlara bakmakla doldurmakla uğraşırken bile kendini sığıntı, işe yaramaz biri hissettiği halde yine de hayatın her koşuluna uyum sağlıyor. Oysa geçmişte sanata ilgisi ve hatta yeteneği olan bir insan, Avrupada eğitim gören, babasına isyan etmiş, rest çekmiş ve dünyalığı elinin tersi ile itmiş bir delikanlı. Tabi yukarıda olayın baş kahramanı Madonna değil desek de Raif’i can evinden vuran bir Madonna tabii ki var; Maria Puder. Raif efendiye göre çok daha baskın, özgür ruhlu, hayatı yaşamayı seven bir karakter. Kitap içeriği ile ilgili daha fazla bilgi vermek istemiyorum biraz da kitabın kurgusu ve Sabahattin Ali’nin lezzetli kalemine değinmek istiyorum; Sabahattin Ali yaşadığı hayal dünyasını o kadar muazzam bir şekilde bize aktarıyor ki o dünyaya adım attıktan bir süre sonra uzunca bir müddet o dünyadan ayrılamıyorsunuz. Yukarıda da zikrettiğim üzere bir müddet roman kahramanlarını çevrenizde arıyor ve hatta kendinizden parçalar bulduğunuz kitaba kendi hayatınızı da uyarlamaya çalışıyorsunuz. Mesela ben twitterda Heideggel kullanıcı adıyla ara ara kalbe dokunan anılarını yazan gizemli fenomeni Raif efendiye çok benzetirim. Hani bazı besteler vardır duyar duymaz “bunu ondan başkası yazmış olamaz” der, tarzından, üslubundan ve melodisinden kimin eseri olduğunu hemen anlarız işte Kürk Mantolu Madonna’da Sabahattin Ali’nin bir nevi mührü. Ömrü vefa etse muhakkak bize çok değerli eserler armağan edecek bu büyük yazarın bu ölümsüz eserini kesinlikle okumalısınız. Enes Ali Kaynaklar Grafik alıntısı Kürk Mantolu Madonna admin
Kürk Mantolu Madonna Roman Özeti Rasim 25 yaşlarındayken çalıştığı işinden kovulur. Birçok yerde iş bakar, ama bulamaz. Ona iş bulması için arkadaşı Hamdi’den rica eder. Çünkü tek çare o’dur. Hamdi de, onu kendi bürosunda işe alır. Maaşı azdır, ama Rasim buna mecbur olduğu için boyun eğer. İşinin ilk gününde ona tahsis edilen odada Raif adlı bir beyin olduğunu öğrenir. Herkes Raif Bey için “sessiz, hiç konuşmaz, yıllardır buradayım ama onun hiç konuştuğunu görmedim, yaptığı Almanca çeviriler de son derece kötü” gibi yorumlar yapar. Bu Rasim’in kafasını karıştırır ama kulak asmaz. Raif Bey’le tanışırlar. Ama dendiği gibi kendisi iş dışında hiç konuşmaz. Ama Rasim’de, Raif Bey’e karşı bir sempati oluşmuştur. Çizgili suratında birçok yaşanmışlığın olduğunu düşünür. Arkadaşı Hamdi, Raif Bey’e sürekli çeviriler vermekte, Raif Bey’de kısa sürede tamamlamaktadır. Genelde herkes, Raif Bey’i azarlar, bağırıp çağırırlar ama Raif Bey hep sessiz kalır. Yüzünde hiçbir durumda sevinç, üzüntü veya şaşkınlık oluşmaz. Bu durum karşısında zamanla Rasim’de onun çekilmez biri olduğunu düşünmeye başlar. Rasim, Raif Bey’in sürekli çekmeceden çıkarıp gizlice okuduğu bir defter olduğunu görür ve bunu ona sorar. Raif Bey “önemsiz” diyerek onu geçiştirir. Bir gün Raif Bey’in bir çeviri yapması gerekir ama hastalığından dolayı iş yerinde olmadığı için işleri evine Rasim götürür. O zaman, ailesini de tanımış olur ve Raif Bey’in cidden zor bir hayatı olduğuna kanaat kalabalık bir ailesi vardır ve çok baskıcılardır. Rasim, bunu kapıdan girer girmez anlar. Raif Bey’in üzerinde bir hakimiyet kurmuş gibilerdir. Her işlerini ona yaptırırlar. Ama zavallı Raif Bey’in hiç sesi çıkmaz. O günden sonra Raif Bey ve Rasim, çok iyi anlaşırlar. Beraber alışveriş yaparlar, sohbet ederler, birbirlerine misafir olurlar. Son zamanlarda Raif Bey’in hastalıkları iyice sıklaşmış durumdadır. “Sürekli evden çıkıp gidiyor, hiç kendine dikkat etmiyor, çok ince giyiniyor” diye yakınır kızı. Son hastalığı çok ağırdır Raif Bey’in. Ölüm derecesine gelmiştir. Rasim’i çağırıp o defteri getirmesini ve yakmasını söyler. Ama Rasim merakına yenilip okumaya başlar…O yıllarda Raif Bey gençliğinde de çok sessiz, arkadaşı olmayan, insanlarla konuşamayan, mülayim bir gençtir. Ama içinde fırtınalar kopmaktadır. “Avrupa’yı merak ediyorum” der defterin her sayfasında. Bir gün eline Avrupa’ya gitme fırsatı geçmiştir. Babası sabuncudur ve Raif’e “Almanya’da işçiler aranıyormuş, oraya git bir sabun fabrikasına gir” der. Raif Bey’de dediğini yapar. Bir pansiyon kiralar ve hayatına burada devam etmeye başlar. Babasının dediği gibi bir sabun fabrikasına girer. İşi rahattır. Sonra bir gün caddede gezerken, bir resim sergisi olduğunu görür. Gayri-ihtiyari içeri girer. Resimleri incelerken çok sıradan olduklarını düşünür. Ta ki, Maria Puder’in bkz1476 resmine kadar…Bu resim Raif Bey’de çok büyük etki uyandırır. Adeta aşık olur. Kitap okurken, yemek yerken, işteyken… Hep o resmi düşünür Resim, Maria Puder tarafından çizilmiş bir otoportredir. Raif Bey, her gün o sergiye gitmekte, sergi kapanana kadar o resmi incelemektedir. O kadar sık gider ki, artık oradaki çalışanlar, Raif Bey’e aşina olmuşlardır. Bir gün Raif Bey, gene dikkatle o resmi izlerken, bir kadın ona sokulup fikrini sorar ama Raif Bey ilgilenmez. Halbuki o kadın, Kürk Mantolu Madonna’nın ta kendisidir. Maria Puder, feminist ve erkeksi bir kadındır. Çok uçarıdır ve canı ne isterse onu gece Raif Bey yolda yürürken, bir kadın görür. Kürk Mantolu Madonna’sına benzetir ve peşinden gider ama yakalayamaz. Sonraki gece, aynı yerden geçer hissiyle orada beklemeye başlar ve cidden geçer de. Bu sefer takip eder ve bir gece kulübü olan Atlantis’e girdiğini görür. Peşinden o da girer. Atlantis’te keman çalan, şarkı söyleyen bir kadın olduğunu görür Maria’nın. Gösteri bitince Maria, Raif’in masasına oturur. Ve arkadaşlıkları burada başlar. Beraber birçok şey yaparlar. Yemek yemeye, sinemaya, ormana, botanik bahçelere giderler. Birlikte olurlar. Çok güzel günler geçirirler birlikte. Maria her seferinde Raif’e umutlanmaması gerektiğini, kimseye güvenemediği için sevemediğini söyler. Ama Raif onu kendine aşık edeceğine hep inanmıştır. Ve Maria’da Raif’in bu naif kişiliği karşısında daha fazla dayanamaz ve kendini Raif’in kollarına bırakır. Birbirlerine sırılsıklam aşıktırlar. Sonra bir gün Raif’e; “Baban öldü, çabuk gel” diye bir telgraf gelir. Bunun üzerine Raif, babasının yanına, Türkiye’ye döner. Maria’yla planlar yapmışlardır. Türkiye’deki işleri yoluna koyup, işleri devralıp gelecektir. Ancak işleri biraz uzar. Maria’yla mektuplaşmaları devam etmektedir. Ancak, Maria’nın mektupları birden kesilir. Aylarca cevap alamayan Raif, merak edip Almanya’ya gider. Komşusu Maria’nın amansız bir hastalığa yakalanıp öldüğünü söyler. Bunu duyan Raif’in hayatı kararmıştır. O günden sonra hayatı hiçbir zaman yoluna girmemiş, başkaları tarafından yönetilmiş bir hayatı olmuştur. Yıllar sonra, Ankara’da Maria’nın kuzeniyle karşılaşır. Yanında bir de kız çocuğu vardır. Maria’nın kuzeni, bu çocuğun Maria’nın olduğunu ve babasının bir Türk olduğunu ama kim olduğunu bilmediklerini söyler. Sonra trenin zili çalar ve küçük kız trene binip defteri geri vermek için Raif Bey’in evine gider, ancak Raif Bey çoktan ölmüştür. İşyerine, Raif Bey’in masasına gider, defteri açar ve tekrardan okumaya başlar… Eserdeki Kişiler ve Özellikleri Raif Efendi Asıl kahramandır. Raif Efendi romanın genelinde kendi halinde, sessiz, sakin, ahlaklı ve sıkıntılı olduğu zamanlarda başkalarına belli etmeyen birisidir. Ancak bu sessizliğinin ardında bir kadına duyduğu sevda gizlidir. Rasim Raif Efendi'nin iş arkadaşı. Raif Efendi'nin gizemini çözmemizi sağlayan karakter. Maria Puder Yaşamın kıyısında kendi kendine debelenirken; aşkıyla içindeki tüm gizli güçleri sere serpe yaşamak isteyen; güçlü bir bir tabirle "Kürk Mantolu Madonna"'dır. Kürk Mantolu Madonna'da çerçeve olayın geçtiği mekan Ankara, asıl olayın mekanı ise Berlin'dir. Eserin Ana Fikri Sabahattin Ali’nin sözü her şeyi açıklıyor ”Dünya’nın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!... Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?” Kürk Mantolu Madonna kitabı En romantik kitaplar listesinde yer almaktadır.
Öncelikle çok güzel bir kitap okumanı tavsiye ederim fakat özetini istiyorsan ve özetini yazacak olursak internetteki birkaç kaynaktaki özetleri alıp hepsini okuyup mixlemek iyi bir fikir olabilir. Özeti ; Kürk Mantolu Madonna, Türk Edebiyatı'nın öncü yazarlarından biri olan Sabahattin Ali'nin başyapıtlarından biridir. Yazar kitapta Raif Efendi'nin içsel yolculuğunu aşk ile sarıp sarmalayarak okuyucuya sunmuştur. Okunduğunda uzun süreli izler bırakan, mutlaka okunması gereken bir kitap ve aynı zamanda psikolojik tahliller, betimlemeler açısından çok tatmin edici. Kitap, Rasim'in işini kaybetmesi ve iş arayışına koyulmasıyla başlar. İş aradığı bir gün, eski arkadaşlarından Hamdi ile karşılaşır ve ondan yardım ister. Nitekim Hamdi, müdürü olduğu işyerinde bir iş teklif eder. Rasim, utana sıkıla da olsa bu teklifi kabul eder. Raif Efendi denen yaşlı, sessiz, sakin bir adamla aynı odada çalışacaktır. Raif Efendi çok az konuşuyor, kendisine verilen çevirileri titizlikle yapıyor ve boş zamanlarında masasının çekmecesinde duran bir kitabı okuyordur. Raif Efendi'nin hastalanıp işe gelmediği günlerden birinde, yapılacak bir çevirinin ona ulaştırılması gerektiğinden Rasim, Raif Efendi'nin evinin yolunu tutar. Raif Efendi Havran'da sessiz sakin bir çocuk olarak hayatını sürdürür. I. Dünya Savaşı sonrası işgal güçlerinin Anadolu’yu işgal ettikleri dönemde İstanbul’a okumak için gider. Ancak babası Raif’in Almanya’ya gitmesini ve sabun üretimi ile ilgili her şeyi öğrenmesini ister. Okuduğu romanların etkisi ile büyüyen Raif, hayalini kurduğu Avrupa’ya gitmek için yakaladığı bu fırsatı hiç düşünmeden değerlendirir ve Almanya’ya gider. Burada bir pansiyona yerleşir ve babasının isteği üzerine sabun fabrikasında işe başlar. Sabun fabrikasındaki işine gün geçtikçe daha az gitmeye başlayan Raif, tüm gününü Almanya’nın farklı yerlerini gezerek geçirir. Yine böyle günlerden bir gün gazetede ilanını gördüğü sergiye gider. Bu sergi Raif’in hayatının dönüm noktası olacaktır. Bu sergide gördüğü bir tablodan çok etkilenir. Güzel bir kadının portresi olan bu tabloyu görmek için Raif her gün sergiye gider. Yine tabloyu seyrettiği bir gün yanına bir kadın gelerek Raif’e neden her gün tabloyu seyrettiğini sorar. Raif kadının yüzüne bakmadan tablodaki kadını annesine benzettiği yalanını söyler. Raif, bir arkadaşı ile gezerken sergide konuştuğu kadına denk gelir. Sonraki gün, kadını gördüğü yerde onu beklemeye başlar ve kadın geldiğinde onu takip eder. Kadının Atlantik adında bir gece kulübüne girdiğini görür. Raif, kadının arkasından gece kulübüne girer ve takip ettiği kadını sahnede görür. Kadın sahnede keman çalıp şarkı söyledikten sonra Raif’in masasına gelerek adının Maria Puder olduğunu ve sergideki resmin kendi portresi olduğunu söyler. Bu tanışma olayından sonra Raif ve Maria Puder arkadaş olurlar. Maria Puder, Raif’i en başından aralarında duygusal bir yakınlaşma olmayacağı konusunda uyarır. Ancak Raif için çok geçtir. Bu arkadaşlık süresince birçok kez buluşup park ve bahçelerde dolaşırlar. En sonunda Maria Puder’de Raif’e aşık olduğunu kabul eder. Bu ikilinin birlikteliği Türkiye’den gelen bir telgraf ile yarım kalır. Telgrafta Raif’in babasının öldüğü ve işlerin başına geçmesi gerektiği yazılıdır. Raif, Havran’a döner ve işleri düzene soktuktan sonra Maria’yı yanına aldırmayı planlar ve bir süre mektuplaşırlar. Ancak Maria’dan gelen mektupların arkası kesilir. Raif, Maria’dan hiçbir haber alamaz ve terk edildiği kanaatine varır. Eski, sessiz hayatına geri döner. Marianın mektupların kesilmesinden on yıl sonra sokakta iki kişiyle karşılaşır. Bunlardan biri Berlindeki pansiyonun sahibi Frau van Tiedemanndır. Raif Efendi o adamdan Marianın hamile olduğunu, bunu kendisine söylemediğini ve doğum sırasında öldüğünü öğrenir. Hatta o adamın yanındaki çocuk da Marianın ve kendisinin çocuğudur. Ancak Frau von Tiedemann kızı da alır ve trene binerek Bağdata doğru hareket eder. Kürk Mantolu Madonna Özet – Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna romanı anı türünde yazılmıştır . Uygarlık çatışmasından bunalan , bilinç akışı gibi modern teknikler kullanarak kaleme alınmış , anlatılmıştır. İnsanlarla sağlıklı ilişki kuramayan ve bu sebeple hayata küsmüş Raif Efendi’nin ; Maria ile olan üç aylık beraberliği ve bu beraberlikten olan kızının;çağrıştırdıkları ve hayal ettikleri arasındaki çelişkili bağı anlatır. ROMAN Kürk Mantolu Madonna YAZAR Sabahattin Ali TÜRÜ Roman Aşk Kürk Mantolu Madonna Özet – Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna romanı anı türünde yazılmıştır . Uygarlık çatışmasından bunalan , bilinç akışı gibi modern teknikler kullanarak kaleme alınmış , anlatılmıştır. İnsanlarla sağlıklı ilişki kuramayan ve bu sebeple hayata küsmüş Raif Efendi’nin ; Maria ile olan üç aylık beraberliği ve bu beraberlikten olan kızının;çağrıştırdıkları ve hayal ettikleri arasındaki çelişkili bağı anlatır. ÖNEMİ Aşkı ve tutkuyu çok iyi anlatan merkez romanlardan biri olması nedeniyle önemli bir eserdir. KONUSU Raif Efendi’nin Almanya’da tanıştığı Maria diğer adıyla Kürk Mantolu Madonna ile olan aşkı, kitabın konusudur. ŞAHIS KADROSU Raif Efendi Kitabın ana kahramanıdır. Maria’ya aşıktır ve onu Almanya’da bırakır ancak tekrar göremez. İçine kapanık, sessiz, sakin bir yapısı vardır. Maria Puder Kürk Mantolu Madonna tablosundaki kadındır. Raif Efendi ile aşk yaşasa da kavuşamadan ölür. Raif Efendi’den kızı olduğu sonradan anlaşılır. Rasim Raif Efendi’nin iş arkadaşıdır. Raif Efendi’nin çekmecesinden aldığı kitapla onun hayatı hakkında bilgi sahibi olur. Kısa Özet Kürk Mantolu Madonna Roman Özeti Rasim, Raif Efendi ile aynı odada çalışmaktadır. Raif Efendi sessiz, sakin bir adamdır. Rasim yapılacak bir çevirinin yetişmesi gerektiği için, işe gelmeyen Raif Efendi’nin evine girer. Raif Efendi kalabalık bir evde ezilmektedir. Evin geçimini de kendi maaşı ile karşılar. Raif Efendi’nin çekmecesinde bir kitap vardır. Kitap Raif Efendi’nin hayat hikayesi ile oluşturulmuştur. Raif Efendi sabun fabrikası sahibi babası tarafından Almanya’ya işleri öğrenmesi için gönderilmiştir. Almanya’da bir sergide Kürk Mantolu Madonna adlı bir tablo görür. Tabloya uzun uzun bakar. Tablo ile ilgili sorular soran Maria Puder tablodaki kadındır ve kürk manto giymektedir. Raif Efendi kürk mantolu kadına sırılsıklam âşık olur. Bir süre sonra kadın da aşkını itiraf eder. Türkiye’ye Maria’yı yanına aldırmak vesilesiyle tekrar dönen Raif Efendi,mektuplarının karşılıksız kalması üzerine merak içinde kalır ve ondan bir daha haber alamaz. Yıllar sonra Maria’nın kuzeni ile İstanbul’da karşılaşan Raif Efendi Maria’nın öldüğünü öğrenir. Kuzeninin yanındaki kız ise Raif Efendi ile Maria’nın kızıdır. Kitap Hakkında Sorular Kitabın ana fikri nedir? Kürk Mantolu Madonna romanı farklı şekillerde yorumlanabilir. Kitaptan alınabilecek fikirlerden öne çıkanı ön yargıların hayata olan etkisidir. Rasim, Raif efendiyi ilk tanıdığında onun hakkında ön yargılı bir tutum takınmış ama defterde okudukları bu sessiz adamın içinde ne fırtınaların koptuğunu, gönlündeki kara sevda acısını ortaya çıkarmıştır. Bu yüzden Rasim onu geç tanımasının pişmanlığını da yaşamıştır. Raif Efendi mektupların kesilmesi sonrası önyargılı davranıp Maria’nın onu terk ettiğini düşünmesi de sonuçları kötü olmuştur. O da yıllarca bunun pişmanlığını taşır Her iki durumda da önyargı nedeni ile karşısındaki konusunda kolay hükümler verip sonrasında bunun bedelini ağır ödeme durumu vardır. Bununla bağlantı diğer nokta da şudur Dışarıdan ne kadar sıradan gözükürse gözüksün insanların iç dünyası basit değildir. Onları yakından tanımadan insanların iç dünyalarındaki derinlikleri bilemeyiz. Ne zaman, nerede yayımlanmıştır? Kürk Mantolu Madonna ilk olarak Hakikat gazetesinde 18 Aralık 1940-8 Şubat 1941 tarihleri arasında 48 bölümlük bir tefrika roman olarak Büyük Hikaye adıyla yayımlanmıştır. Sabahattin Ali daha sonra askerdeyken romanı tekrar kaleme almış ve bu unutulmaz eser ilk olarak 1943 yılında İstanbul’da Remzi Kaitabevi tarafından basılmıştır. Kaç Sayfadır? Kitabın ilk baskısı 177 sayfadır. 1943 günümüze kadar pek çok yayınevi tarafından pek çok kez basılmıştır ki doğal olarak bu baskılar arasında sayfa sayısı farkları vardır. Nerede geçiyor? Geçmiş ve şimdiki zaman olarak iki ayrı zamanda iki ayrı öyküden oluşan Kürk Mantolu Madonna temel olarak da iki mekanda geçmektedir. Raif Efendi’nin yaşlılık zamanı gördüğümüz bölüm Ankara, gençliğini gördüğümüz bölüm ise Almanya’nın başenti Berlin’de geçmektedir. Gençlik bölümünün küçük bir kısmında Havran da vardır. Romanının türü nedir? Kürk Mantolu Madonna bir aşk romanıdır. Kitap hangi bakış açısı ile yazılmıştır? Kahramanın bakış açısı ile yazılmıştır. Başlangıç Rasim’in bakış açısından, Rasim’in okuduğu Raif efendinin notları da Raif Efendi’nin bakış açısından anlatılmıştır. Rasim ile Raif Efendi nasıl yakınlaştı? Raif Efendinin rahatsızlığı nedeniyle uzun süre işe gelememesi ve Rasim'in onun evine evrak götürüp getirmesi vesilesiyle yakınlaştılar. Raif Efendi, defterinde geçen anılarda kaç yaşındaydı. 24 yaşındaydı. Raif Efendi neden Almanya’ya gitti? Sabun imal eden babası, oğlunu işi öğrenmesi için gönderdi. Raif Efendinin babasıyla ilişkisi nasıldı? Babasının vefatı ona ne hissettirdi? Raif efendi için babası adeta yok gibiydi. Babalık onu için soyut bir kavramdı. Çocuklarına hitap etmeyen, soğuk ve sert biri olarak görüyordu. Boşluğunu değil yokluğunu hissedeceğini ifade etmiştir. Raif Efendi ve Kürk Mantolu Madonna nasıl tanıştılar? Berlin’de bir resim galerisinde, Kürk Mantolu bir kadının portresinin önünde tanıştılar. Raif Bey ve Maria neden ayrıldılar? Raif Bey, babasının ölüm haberini veren ve fabrikanın başına geçmesi gerektiğini belirten telgraf ile eve dönmüştür. Maria da Raif Bey’in çocuğunu doğururken hayatını kaybetmiş, Raif Bey hayatının büyük bölümünü bunu bilmeden yaşamıştır. Raif Efendi, Maria Puder'in kuzeniyle karşılaşınca ne öğrenmiştir? Raif Efendi Maria'nın kuzeniyle karşılaştığı gün Maria Puder'in doğum yaparken öldüğünü ve kuzeninin yanındaki kızın da Maria Puder ve onun kızı olduğunu öğrenir.
kürk mantolu madonna kısa özet