mai ve siyah özet uzun

Mai ve Siyah Romanının Özeti. Henüz lise son sınıfta tahsil görürken babasını kaybeden Ahmet Cemil, evinin ve ailesinin tüm geçimini yüklenmek zorunda kalır. Binbir güçlükle liseyi bitirdikten sonra para kazanmak için çalışmaya başlar. Ahmet Cemil’e kalsa tüm gününü kitaplarla ve edebiyat dünyasına bir yenilik Mai ve Siyah romanı, mavi bir gecede bârân-ı elmasla (elmas yağmuruyla) başlar, siyah bir gecede bârân-ı dürr-i siyahla (siyah inci yağmuruyla) son bulur. Ahmet Cemil, romanın başında Mir’at-ı Şuûn gazetesi çalışanlarına Tepebaşı Bahçesi’nde verilen bir yemeğe katılır. Maive Siyah’ta belirtilen özellikler ustaca kullanılmıştır. Roman ve hikaye tekniğindeki aksaklıklar bu dönemde ortadan kalkmış, yazarlar anlattıkları olayda aradan çekilmişlerdir. Servet-i Fünun edebiyatının roman ve hikayede en güçlü ismi Halit Ziya’dır. Türk nesrinin gelişmesinde önemli etkide bulunmuştur. Maive Siyah yazardan uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı,daha öncesinde yazarın ilk yazdıgı kitaplardan Nemide'yi okudum, aradaki anlatım tarzı,uslup,olay ve duygu akışı farkı fazlasıyla göze çarpıyor.Anlamaktayız ki Mai ve Siyah ustalıkla yazılmış bir eser.Ben severek okudum.Bu defa eski kelimelerin hemen yanında günümüz anlamları verilmiş okuyucuya bu Les Meilleurs Site De Rencontre Gratuit. Eserin Adı Mai ve SiyahYazarı Halit Ziya UŞAKLIGİLYayınevi İstanbul, İnkılap ve Aka YayıneviBaskı Tarihi 19771- Kitabın KonusuRoman türünün edebiyatımızdaki en güzel örneklerinden olan Mai ve Siyah’ta yazar yaşanılan bir dönemin sosyo kültürel durumunu gözler önüne sermiştir. Yazar romanda okuyucuya dönemin yaşantısını bakış açısından vermeye çalışmıştır. Bu bakış açısında kendi içinde bir objektiflik ve realistlik göze çarpar. Mai ve Siyah dönemin bütün toplumsal sorunlarını gündeme getiren bir roman olmuştur. Yazar dönemindeki bir takım sorunları kahramanları vasıtasıyla okuyuculara bu romanda neslinin şair idealini ele alır, o zamanki sanat ve basın dünyasını yer yer çok gerçekçi çizgilerle tasvir eder. Bu tasvirlerde insanların duyguları çok güzel işlenmiştir. Eser aşırı duygusal ve romantik bir Eserin Ana FikriEserin tema için karamsarlık, ayrılık, aşk, pişmanlık diye tek bir şey söylemek mümkün değildir. Bunun içindir ki bunların hepsini içine alan kader belki de bu eserin teması ve Siyah bize İstanbul’daki sanat ve edebiyat çevrelerini yansıtan başarılı romanlardan biridir. Romanın kahramanları olan A. Cemil’in basın ve yayın hayatının merkezi olan çevrelerle ilişkisi bize dönemindeki edebiyat ve kültür hareketlerini ve Siyah bu bakımdan Servet-i Funun edebiyat akımının romanı Kitaptaki Olayların ve Şhısların DeğerlendirilmesiAhmet Cemil Romanın baş onun etrafında koparan, aklına koyduğunu yapan,yeni edebiyat anlayışını temsil eden bir kişiliktir. RaciAhmet Cemil’in karşısında olan yani eski edebiyat anlayışını temsil eden,onunla zıt fikirlere sahip,onu çekemeyen ve onun yolunu kesmeye çalışan Ahmet Cemil’in hayatını adadığı sevgili kızkardeşi, iyi kalpli, masum, güzel hayattan çok acı çekmiş, bahtı kara Bey İkbal’in kocasıdır. Kaba, bencil, boyuna içen, küstah, karısına kötü davranan, onun ölümüne sebep olan alçak bir Ahmet Cemil’in çocukluktan kalma en büyük aşkıdır. Ahmet Cemil’in evlenmek istediği, sevdiği, hayatındaki ideal Nazmi Lamia’nın abisi ve Ahmet Cemil’in yakın arkadaşı. Ahmet Cemil ile edebiyat tartışmalarına giren, onu kabullenen ve destekleyen HayatıHalit Ziya UŞAKLIGİL Türk yazarı. İstanbul’da doğdu. Mercan Mahalle Mektebi’nden sonra Fatih Askeri rüştüyesine devam etti. Ailece İzmir’e taşındıklarında öğrenimine İzmir rüştiyesine devam etti. Mekhitarist okulunda Fransızca eğitimi arkadaşı ile 1884’te Nevruz dergisi, iki yıl sonra Hikmet gazetesini çıkardı. 1893’te İstanbul’a gelerek Reji idaresinde başkatiplik görevine başladı. 1896’da Edebiyatı Cedide topluluğuna sonra Darülfünunda Batı Edebiyatı dersleri Darülfünunda müderris tarafından 1913’te Fransa’ya , 1915’te Almanya’ya gönderildi. Cumhuriyetten sonra Yeşilköy’deki köşküne çekilerek gazetelerde yazmaya devam etti. Halit Ziya yazı hayatına, her konuda yazı ve tercümelerle girdi. Yazdığı şiirler Muallim Naci tarafından ağır bir dille yerilince mensur şiire sonra yazmaya başladığı ilk romanları, Tanzimat romanının devamıdır. Bunlarda basit şemalarda duygusal aşk hikayeleri anlatılır. 1896’da Servet-i Fünun topluluğuna katıldıktan sonra Fransız romanlarını, özellikle teknik yapılarını ve anlatım ilkelerini incelemeye başladı. O yıllarda sürekli okuduğu yazarlar Balzac ve Paul Bourget’tir. Halit Ziya romanlarında, yaşadığı dönemin toplumsal şartları ve yetiştiği çevrenin özelliklerini dolayısıyla, genellikle varlıklı kişilerin hayatını ve meselelerini konu edindi. Kendi hayatına benzeyen hayatları tasvir etti; romanlarındaki kişiler, olayların oluşumu, Halit Ziya’nın iyi bildiği çevrelerden seçilmiştir. Roman kişileri tenkitçi bir tavırla ortaya koyan Halit Ziya, hikaye kişilerine daha çok şefkatle, acıyarak bakar; bunlar iyi yürekli, fedakar ve namuslu hikayelerde yazar, romanlarında olduğu gibi, küçük gözlemlerini Ziya, ilk romanlarından beri aradığı anlatıma, Edebiyatı Cedide döneminde Roman Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hikayeler Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Bir İzdivacın Tarihi Ankara Devlet Tiyatrosunda oynandı.HatıralarıKırk Yıl, Saray ve Ötesi,Bir Acı Hikaye...Servet-i Fünun devrinde, Tanzimat ile başlayan yeni nesir gelişerek olgunlaşmış ve bu devirde bugün klasik olarak değerlendirebileceğimiz güzel örnekler meydana getirilmiştir. Servet-i Fünun romancıları, Namık Kemal’in açtığı “sanatkarane roman” tarzını geliştirerek modern Batı seviyesine yükseltir. Servet-i Fünuncular yazdıkları hikaye ve romanlarda tasvir ve tahlil için önemli bir yer ayırmışlardır. Ayrıca bu hikaye ve romanlarda ilk defa kadın erkekle bir seviyede görülmüştür. Mai ve Siyah’ta belirtilen özellikler ustaca ve hikaye tekniğindeki aksaklıklar bu dönemde ortadan kalkmış, yazarlar anlattıkları olayda aradan Fünun edebiyatının roman ve hikayede en güçlü ismi Halit Ziya’dır. Türk nesrinin gelişmesinde önemli etkide bulunmuştur. Halit Ziya’ya göre güçlü bir Türk nesir üslubunun oluşması için eski nesir yanlışlıklarından uzaklaşılarak, Fransız nesir üslubunun teknik özellikleri benimsenmelidir. Bu yüzden romanlarında sıfat tamlamaları ve benzetmelerde süslü cümleler yer Ziya’nın romanlarındaki türler genelde yerleşmiş ve çevresinden sağlanmıştır. Sağlam bir tekniğe sahiptir. Bu romanlarında göze çarpmaktadır. Romanlarında yaşadığı dönemin etkisi görülür. Özellikle Fransız realist ve naturalistlerin tesirinde kalmıştır. Bunda aldığı eğitimin payı büyüktür. Batılaşma üzerinde durur. Genellikle realist ve psikolojik eserler vermiştir. Roman konuları genellikle aydın çevreler, hikaye konularını ise halk tabakasından seçmiştir. Kahramanlarını yaşadığı çevreden seçmiştir. Yazar genellikle belli bir kesimi ele alır ve o cemiyetin hastalıklı tiplerini işler. Bunlar “ev içi” Kitabın Özeti çok doğru, iyi kalpli bir avukatın oğludur. Annesi ise erdemli bir kadındır. Öğrenimine resmi okullarda başlar. Öğrenimi sırasında babası vefat eder. Okulu bitirir bitirmez kız kardeşine ve annesine bakmak zorunda kalır. Fakat elinden fazla bir iş gelmemektedir. Yabancı dil bildiği için sadece evlerde ders vermektedir. Bir de şiir yazmaktan başka bir becerisi yoktur. Ders verdiği öğrencilerin yaptığı şımarıklıklar onu bezdirmiş ve bu işi bırakmasına sebep olmuştur. Daha sonra gecesini gündüzüne katarak Fransızca kitap tercümesi yapmış fakat emeğinin karşılığını alamamıştır. Gittikçe umutsuzluğa kapılmıştır. Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi Lamia’yla evlenecek midir? Edebiyatımıza yeni bir yön verebilecek midir? En sonunda Mirat-i Suun adlı gazetede iş bulur ve gazetede tercümeler yapmaya başlar. Hayatı az çok düzene girmeye gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, kız kardeşi İkbal ile evlenir. O zaman Süleymaniye’de eski bir evde oturan kız kardeşini bahtiyar görmek hevesiyle, güzel bir düğün yapar. Ama bu evlilik, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz. Evlenenler daha önceden birbirlerini tanımadıkları için, bağdaşamazlar. Vehbi Efendi gayet kaba, boyuna içen, küstah bir kimsedir. Bir gece Vehbi Efendi hamile olan İkbal’i öyle hırpalar, öyle bir tekme atar ki, zavallı kadın çocuğunu düşürür. çıldırmış gibidir, onu Ali Şekip zor zaptetmektedir. Kız kardeşini ölümden kurtarması lazımdır. Aldığı bütün tedbirlere karşı İkbal’ı ölümün pençesinden Nazmi uzakça bir vazifeyle dışişlerine tayin bir gün onu ziyarete aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi ,sevineceğini zannederek başka bir haber daha verir,Lamia’yı kızı ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye an sevgisini itiraf etmeyi düşünür fakat bir yuva kuramayacağını anlayınca umutları,gelecekle ilgili planları bir bir ne ömrünü koyduğu şiirleri mi?Bir an bile durmadan onları da ocağa atıp gözlerinde yaşlarla eserin zaten bir anlamı ki Hüseyin Nazmi gidiyor,o da da bir vazife alıp gidecektir . Kararını yerine anasını alarak bir vapura biner . Gece karanlığında, son defa İstanbul’u bütün ışıklar ona elmas gibi görünüyordu fakat şimdi her yer Hakkında Şahsi Görüşler Kitabın edebi türü Türk nesir üslubunun gelişmesine yardımcı başlayan edebiyat akımına bir renk katmıştır. İçerik bakımından konu ince ayrıntılarla işlenmiştir. Akıcı şiirsel bir dille yazıldığı için okuyucuyu sıkmayıp konuya daha çabuk adapte olmasını sağlamaktadır.

mai ve siyah özet uzun